Türkiye - Suriye ilişkilerinin yakın geçmişi
Künye
Sarı, S. Ö. (2015). Türkiye - Suriye ilişkilerinin yakın geçmişi. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. İstanbul: İstanbul Arel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.Özet
Suriye'nin 1946 yılından sonra bağımsızlığını kazanması ile Türkiye arasındaki ilk ciddi sorun 1957'de olmuştur. Suriye'de 1960'ların Haziranından itibaren yönetim de etkili olmaya başlayan Baas Partisi, Hatay'ın Suriye'nin toprağı olduğunu iddia etmiş ve bu konuda hem kendi kamuoyunda hem de Arap dünyasında propagandalar yapmıştır. Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Projesi'ne başlamasından sonra su sorununu gündeme taşıyan Suriye, Türkiye'yi su emperyalizmiyle suçlamış ve Arap ülkelerini Türkiye aleyhine kışkırtmıştır. Arap ülkelerinden, Suriye, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nden tehdit algılayan Türkiye, İsrail ile stratejik işbirliği içine girmiştir. Güneydoğu Anadolu Projesini engellemek için Türkiye'ye karşı olan terörist örgütlere destek veren Suriye, Türkiye'ye 1984'ten bu yana ciddi zararlar veren PKK Terör Örgütü'ne 1998 yılına kadar yardım etmiştir. Türkiye'nin İsrail ile işbirliğine gitmesi Suriye'nin kendini bir anda çevrelenmiş hissetmesine yol açmıştır. 16 Eylül 1998'de Orgeneral Atilla Ateş ile başlayan Suriye'ye uyarı ve tehdit mesajları Ekim ayında Türkiye ile Suriye'yi savaşın eşiğine kadar getirmiştir. Özellikle Mısır'ın arabuluculuğu ve diğer Arap ülkelerinin desteğiyle imzalanan Adana Mutabakatı sonrası Suriye, PKK'ya olan desteğini kesmiş ve PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'ı sınır dışı etmiştir. Adana Mutabakatından sonra ilişkiler yumuşamaya başlamıştır. 2000 yılında Suriye'de iktidarı devralan Beşar Esad, Türkiye ile olan ilişkilere önem vermeye başlamıştır. ABD'nin Orta Doğu'daki emperyalist tutumu Suriye ve Türkiye'yi 2002'den sonra yakınlaştırmıştır. 2002 yılında Türkiye de hükümet değişmiş , 2 ülke arasında 2011 Nisan ayına kadar birçok anlaşmalar yapılmış fakat bu tarihle beraber Suriye de yaşanan iç karışıklıklar nedeniyle Türkiye , Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından 4 ilimizde kurulan kamplarda Suriye de yaşanan bu iç karışıklıklara Akparti Hükümetinin tutumu ; Suriye'de yaşanan trajedi sadece Türkiye'nin sorunu değildir. Başta Müslüman dünya olmak üzere, vicdan sahibi her ülke bu sorunu, kanı, gözyaşını dindirmek için elinden geleni yapmak zorundadır. Her ne kadar Türkiye üzerine düşen sorumluluktan kaçmayacak olsa da bu sorunu tek başına Türkiye'nin çözmeye kalkmasının en son tercih olduğu da ortadadır. ifadeleriyle parti tüzüğüne yer etmiştir. Türkiye ile Suriye ye olan bakış açısı haliyle değişmiş , gün geçtikçe de değişmeye meyilli bir hal almaktadır.