Kadın sığınma evlerinde kalan ve kalmayan kadınlarda benlik saygısı, depresyon düzeyi ve psikosomatik belirtiler : Bursa ili örneği
Künye
Ermiş, E. (2013). Kadın sığınma evleridne kalan ve kalmayan kadınlarda benlik saygısı, depresyon düzeyi ve psikosomatik belirtiler : Bursa ili örneği. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. İstanbul: İstanbul Arel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.Özet
Bu araştırmanın amacı, Bursa İli içerisinde kadın sığınma evlerinde kalan ve kalmayan kadınlarda benlik saygısı, depresyon düzeyleri ve psikosomatik belirtiler açısından fark olup olmadığını saptamaktır. Ayrıca sosyodemografik özelliklere göre (eğitim durumu, medeni durum, çalışma durumu, ayrılık süresi) bu değişkenler incelenmiştir. Araştırma 16 Ocak 2013- 26 Nisan 2013 tarihleri arasında Bursa İli?nde, kadın sığınma evinde kalan 96 kadın ve kadın sığınma evinde kalmayan 193 kadın ile sınırlıdır. Katılımcılara, Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği, Rosenberg Psikosomatik Belir-tiler Ölçeği, Beck Depresyon Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu olmak üzere dört farklı veri aracı uygulanmıştır. Verilerin normal dağılmamasından dolayı parametrik olma-yan istatistiksel yöntemler kullanıldı ve betimleyici değerler medyan (minimum- maximum) değer olarak verildi. Gruplar arası istatistiksel karşılaştırmalarda Kruskal- Wallis ve Mann Whitney U testleri kullanıldı. Değişkenler arasındaki ilişkiler, Spearman sıra korelasyon katsayısı ile incelendi. İstatistiksel anlamlılık düzeyi olarak ? = 0.05 alındı. Kadın sığınma evinde kalan ve kalmayan kadınlar arasında benlik saygısı, dep-resyon düzeyi ve psikosomatik belirtiler açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur. Kadın sığınma evinde kalan kadınların benlik saygısı, depresyon düzeyi ve psikosomatik belirtileri puanları kadın sığınma evinde kalmayan kadınlara göre daha yüksektir. Kadın sığınma evinde kalan kadınlarda medeni durum ile benlik saygısı, çalışma durumu ile benlik saygısı ve ayrılık süresi ile benlik saygısı arasında anlamlı ilişki bulanamamışken, eğitim düzeyi ile benlik saygısı arasında ters yönde anlamlı ilişki bulunmuştur. Bu sonuca göre kadın sığınma evinde kalan kadınlarda eğitim düzeyi yükseldikçe benlik saygısı düşer. Kadın sığınma evinde kalmayan kadınlarda ise eği-tim düzeyi ile benlik saygısı ve ayrılık süresi ile benlik saygısı arasında ters yönlü anlamlı ilişki bulunmuştur. Elde edilen bu sonuca göre, kadın sığınma evinde kalma-yan kadınlarda eğitim düzeyi yükseldikçe benlik saygısı düşer, ayrılık süresi arttıkça benlik saygısı düşer. Evli ve eşiyle mutlu olanların, eşinden ayrılmak isteyen ve ay-rılmışlara göre benlik saygısının daha düşük olduğu ve çalışan kadınların da benlik saygısının çalışmayanlara göre daha düşük olduğu bulunmuştur. Kadın sığınma evinde kalan kadınlarda eğitim düzeyi ile depresyon düzeyi, me-deni durum ile depresyon düzeyi, çalışma durumu ile depresyon düzeyi ve ayrılık süresi (eşinden ayrılmış olanlar için) ile depresyon düzeyi arasında anlamlı ilişki bu-lunamamıştır. Kadın sığınma evinde kalmayan kadınlarda ise eğitim düzeyi ile dep-resyon düzeyi arasında ve ayrılık süresi ile depresyon düzeyi arasında ters yönlü an-lamlı ilişki bulunmuştur. Bu sonuca göre, kadın sığınma evinde kalmayan kadınlarda eğitim düzeyi yükseldikçe depresyon düzeyi düşer, ayrılık süresi arttıkça depresyon düzeyi düşer. Evli ve eşiyle mutlu olanların depresyon düzeylerinin eşinden ayrılmak isteyen ve eşinden ayrılmışlara göre daha düşük olduğu bulunmuştur. Kadın sığınma evinde kalmayan ve çalışmayan kadınların depresyon düzeylerinin çalışanlara göre daha yüksek olduğu bulunmuştur. Kadın sığınma evinde kalan kadınlarda eğitim düzeyi ile psikosomatik belirtiler, medeni durum ile psikosomatik belirtiler, çalışma durumu ile psikosomatik belirtiler ve ayrılık süresi ile psikosomatik belirtiler arasında anlamlı ilişki bulunamamıştır. Kadın sığınma evinde kalmayan kadınlarda ise eğitim düzeyi ile psikosomatik belir-tiler ve ayrılık süresi ile psikosomatik belirtiler arasında ters yönlü anlamlı ilişki bu-lunmuştur. Bu sonuca göre, kadın sığınma evinde kalmayan kadınlarda eğitim düzeyi yükseldikçe psikosomatik belirtiler azalır, ayrılık süresi arttıkça psikosomatik belirtiler azalır. Evli ve eşiyle mutlu olanların psikosomatik belirtiler puanlarının eşinden ayrılmak isteyip mahkemeye başvurmayanlara göre daha düşük olduğu bulunmuştur. Çalışmayan kadınların psikosomatik belirtiler puanlarının çalışanlara göre daha yüksek olduğu bulunmuştur. Sonuçlar, evlilik, boşanma ve diğer değişkenler hakkında yapılan araştırmalarla ilişkilendirilerek tartışılmıştır.